Vatan Yahut Silistre

Kağıt ve kalemin nasıl güçlü olduğunu pek çok kez duymuşuzdur şüphesiz. Doğru ellerde kullanılırsa nasıl toplumlara hitap edebileceğinin bir örneğinden bahsedelim: Vatan Yahut Silistre

Güzel ve etkileyici bir senaryosu olan bu tiyatro eseri 1872 yılında basılmış yazarı da Namık Kemal'dir.

Bu tiyatro eseri edebiyatımızda sahnelenen ilk tiyatro eseri olma ünvanını da taşımakta.

Konusu çok da karmaşık olmasa da milli duygulara dokunması halkı coşturmaya yetmiştir. Sahnelendikten sonra "Yaşasın vatan!", "Yaşasın millet!"', "Yaşasın Namık Kemal!" "Allah bizlerin muradını versin, biz muradımızı isteriz" sloganları Sultan Abdülaziz'i sinirlendirmiştir çünkü burda bahsedilen Murad abisinin oğlu V.Murad'dır. Bu yüzden Namık Kemal, Sultan Abdülaziz tarafından çıkakrılan bir fermanla mahkemeye bile çıkarılmadan  Mağusa'ya sürülmüştür.

KONUSU

1853 Kırım Savaşında İslam Bey gönüllü olarak Silistre'ye gider. Onu seven ve onunla aynı kaderi yaşamak isteyen Zekiye de erkek kılığında peşinden gider. Orada İslam Bey yaralanınca ona bakar. Zekiye ve İslam bey düşman cephaneliğini patlatır. Uzun süren kuşatma sonunda savunanlar galip gelir ülkeye gururla dönen Zekiye Ve İslam Bey düğün yaparlar.

Avrupada da merak uyandıran bu eser Rusça başta olmak üzere pek çok dile çevrilmiştir.