Giriş yap
Kayıt Ol
Taverna Bülteni
EK - Oyuncunun Merkezi Kurallar

Karakter Rol Tanıtımı - Namarie

Namarie Çevrimdışı

Bey

Dinar: 363

Kraliyet Dinari: 1

4 yıl önce

 Kadehinin dibinde kalan son damla birayı yudumlayarak içeceğini bitirmişti. Hancıdan kadehini tekrar doldurması için eliyle hancıya işaret yapmıştı fakat hancı adamın işaretini görmezden gelerek karşısındaki adama bir şeyler söylemeye devam etti. Kadehinin 

doldurulmasını bekleyen şık giyinimli, yanında ufak bir çantası olan, kulağının arasına süs amacıyla kalem koyduğu belli olan, ara ara gözüne kestirdiği handaki güzel kadınların resimlerini ufak defterine çizen adam bu sefer içeriye giren kızın resmini çizmeye hazırlanırken masaya konulan kadehin sesiyle irkilmişti. 


 '' Biraydı değil mi? '' diye sordu hancı adamın elindeki deftere bakarken.

 '' Evet evet. Teşekkür ederim'' Hancının kadehi bırakmasına rağmen hala elindeki deftere ve kendisine bakmasından biraz korkmuştu.


 Sessizliği kısa bir süre sonra, her handa olduğu gibi hancı bozmuştu, 


'' Ressam mısın? Geldiğinden beri sürekli bir şeyler karalıyorsun.'' dedi hancı adamın kadehini tekrar doldururken.

 '' Hayır, ozanım. Gittiğim her yerden güzel şeylerin resimlerini çizerim, dinlediğim hikayeleri süsleyerek şiire çeviririm ve bu eserlerimi başka yerlerde sergileyerek hayatımı devam ettiriyorum. ''

 '' Anlaşılan bir süre daha burada kalacaksın.''

 Kadehini masaya bırakırken '' İşime yarayacak şeyler çıktığı süre boyunca evet burada kalmaya devam edeceğim.'' dedi. '' Yarım 

saat önce konuştuğun adam kimdi sorabilir miyim? ''

 '' Ecaeris'e bilgi sağlayan adamlardan birisiydi sadece. Bu hafta handa olan biten şeyleri öğrenmeye gelmişti. ''

 '' Ecaeris mi? o da kim?''

 '' Gerçekten bilmiyor musun? Namarie'nin ekibinden birisi, ona bilgi sağlıyor. Gerçekten mi? Namarie ' yi demi tanımıyorsun.''dedi hancı ozanın şaşkın suratına bakarken.

 '' Tabiki de tanımıyorum. Buraya yeni geldim. Ee ne bekliyorsun anlatsana. Bu adamlar kim? ''



 '' Gerçekten mi? Köylü bozuntusu bir avcıyı mı getirdin! Senin görevin paralı askerleri toplayıp getirmekti.'' 

 '' Lordum, paralı askerleride getirdim ama sadece yanlarında birde bu avcıyı getirdim. Verdiğiniz görevi harfi harfiyen yerine getirdim sadece fazladan bir adam getirdim. ''

 '' Gereksiz fazladan bir boğaz getirdin sadece sen. Savaşmayı biliyor mu bu çocuk ? Hiç savaş görmüş mü daha doğrusu hiç birini öldürmüş mü? Bu çocuk bize sadece zarar verecek. Aklın neredeydi Balgruff? ''

 '' Lordum haklısınız, bana güvenin, biraz zaman tanıyın bu çocuğa. ''



 '' Lordum, paralı askerler yola çıkmaya hazırlar. Ne zaman kaleye dönüyoruz? ''

 '' Hazırda bekleyin, son bir işim kaldı. '' dedi Balgruff lonca başkanının yanına giderken.

 '' Geri dönüyorsunuz galiba Lord Balgruff. Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı? '' dedi lonca başkanı masanın başındaki 

sandalyeyi gösterirken.

 '' Şu sana söylediğim genç hakkında başka neler biliyorsun, dinliyorum seni. '' dedi Balgruff lonca başkanının gösterdiği sandalyeye otururken.

 


 '' Aferin evlat, yakında beni bile geçeceksin ama unutma vuracağından emin olduğun zaman yayını ger ve oku bırak. '' dedi yaşlı 

adam, yerde yatan geyiğe bakarken. ''

 '' Artık tek başıma ava çıkabilirim o zaman. Görüyorsun işte ıskalamıyorum artık vuruşlarımı.'' dedi yedi yaşınadaki çocuk yayını 

sırtına alırken.

 '' İstediğin kadar iyi atışlar yap, hiç bir zaman tek başına olmamalısın. İyi bir avcı her zaman yanında biriyle avlanandır. Unutma 

tek başına kalan avcı, avcıdan çok ava dönüşür. Hadi gitte okunu geyiğin başından çıkart. '' dedi yaşlı adam ayağa kalkarken.

 Ailesini hiç bir zaman tanımamış olan bu çocuğun en büyük arzusu tek başına avlanıp, kulübeye elinde avı ile dönmekti. Artık yanında yaşadığı yaşlı adam, bu soğuğa eskisi kadar dayanamıyordu. Onun bu haline her gün üzülüyordu. Yanında büyüdüğü, bildiği her şeyi kendisine öğreten bu adamın gün geçtikce daha zayıf düşmesine dayanamıyordu.



 '' Zamanım yok, lafı uzatmadan hızlıca anlat bana. '' dedi Lord Balgruff, lonca başkanının lafını keserek.

 '' Tamam, kısacası bu çocuk bir yetim, bir gün avcımız Jorak avlarının postunu satmaya Karleigh köyüne gittiği zaman bu çocuğu 

diğer çocuklardan dayak yerken bulmuş. Sorup soruşturmuş ve çocuğun yetim olduğunu öğrenmiş ve o günden sonra üç yaşındaki 

bu çocuğu yanına almış. Jorak çok iyi bir avcıydı. Çoğu kişinin hayatında gördüğü en iyi avcılardandı kendisi. Çocuk on dört yaşına basmadan önce Jorak hastalığına dayanamayıp kulübesinde yatakta yatarken vefat etmiş. ''

 '' Çocuk şu an nerede yaşıyor? Hala o kulübede mi? ''

 '' Bir yıl orada tek başına kalmaya devam etti, ama her gün oradaki anıları hatırlamak ağır gelmiş olmalı ki bizim köye yerleşti bir kaç ay önce. ''

 '' Adı ne bu çocuğun ? ''

 '' Adının Namarie olduğunu söyledi bize. Muhtemelen takma bir ad. ''

 '' Onunda gelmesini istiyorum benimle, söyle hemen hazırlansın yarım saat sonra yola çıkacağız. ''

 '' Lordum bu çocuk basit bir avcı, hiç savaş görmemiş birisi. Hayvanlar dışında kimseye zarar vermemiştir bile. ''

 '' İşte bu yüzden gelmesini istiyorum.'' dedi Lord ayağa kalkıp.



  '' Asla amacını belli etme. '' dedi elindeki tahta kılıç ile karşısındaki gencin hamlesini sağ tarafa atılarak engelleyerek. '' Hamleni belli edersen kaybedersin, tekrar yapalım. ''

 '' Senin yaptığın gibi yapıyorum, söylediğin. '' 

 '' Hareketlerin doğru ama yapacağın hareketi önceden belli ediyorsun. Belli etmeyi bırak, hadi tekrar. ''

 Elindeki tahta kılıç ile basit bir çalım atarak karşısındaki adama doğru yaklaşıp, adamın hamlesini yapmasını bekledi. Beklediği gibi adam hemen kılıcını sallamıştı, kılıcın tersine doğru çekilerek adamın yanına hiç olmadığı kadar yakın yaklaşmıştı genç ama sol tarafından adamın yumruğunu göremeyip henüz adama saldıramadan yumruğun şiddeti ile yere yığılmıştı.

 '' Saçmalık, ben bir okçuyum. Hatta bu kaledeki en iyi okçuyum, ben piyadelerle birlikte durmayacağım ki. Neden bu eğitimi alıyorum anlamıyorum. Okçuluğumu daha fazla geliştirmem gerekirken, piyade eğitimi alıyorum. '' dedi genç sol eli ile sol gözünü kapatmaya çalışırken. 

 '' Yanılıyorsun. Evet okçuluğun çok iyi ama yakın muharebede kendini geliştirmediğin için anında ölmek istemiyorsan ve okçuluğunu geliştirmeye devam edebilmek istiyorsan piyade eğitimlerinide alman gerekiyor, hadi revire gitte gözüne buz koydurt. ''

7 kişi beğendi

Namarie Çevrimdışı

Bey

Dinar: 363

Kraliyet Dinari: 1

4 yıl önce

 Hancı ozanın kadehini doldururken, '' Lord neden emrindeki bir askere özel eğitim vermek varken gidipte avcılıkla uğraşan bir çocuğa eğitim vermiş? '' dedi ozan kadehten bir yudum alıp.

 '' Kalenin Lordu da ilk başlarda yardımcısının bu çocukla zaman kaybetmesine anlam verememiş hatta zaman zaman yardımcısına kızmış, fakat zaman geçtikce bu avcı çocuk kaledeki askerlerden daha pratik düşünmeye başlamış, kaledeki tüm okçulardan daha iyi olmuş okçuluğu zamanla piyadeside çoğu iyi piyadeden iyi duruma gelmiş. ''

 '' Demek bir bildiği varmış bu Lord Balgruff ' un. ''

 '' Asıl Lord Balgruff' un amacı Çerme savaşında belli oldu. Çerme savaşını duydun mu? ''

 '' İsmini duydum ama hikayesini dinleyemedim.''

 '' Lord Balgruff 'un ve Lordu Khal' ın uzun bir süredir, Çerme hanesi tarafından sınırları tehdit ediliyordu. Çerme hanesi nüfus olarak çok fazlaydı. Bu yüzden Lord Khal, Lord Balgruff dan dönem dönem yollara çıkıp toplayabildiği kadar paralı asker toplamasını istiyordu. Bu iki hane sadece sınır topraklarında birbirleri ile meydanda savaştılar ta ki Çerme savaşına kadar. Bir gece Çerme hanesi tüm ordusu ile Fhal kalesine saldırdı. Sayı olarak Çerme hanesi Fhal kalesi garnizonundan üç kat daha fazlaydı. Savaşın sonucu şimdiden belli oluyor, fakat Lord Balgruff 'un oluşturduğu özel ekip savaşın kaderini çok hızlı bir şekilde değiştirmişti. Balgruff Ecaeris' i casusluk konusunda eğitmişti. Getirdebildiği en iyi casuslardan eğitimler almasını sağlamıştı. Bu sayede Ecaeris' i Çerme hanesinin içine sızdırarak içeriye yalan bilgi sızdırarak savaş lordlarının birbirlerine yakın kalmalarını sağlamıştı. Gwenllech'i ise savunma konusunda eğittirmişti. Gwenllech savaş lordlarının etrafının boş kalması için savunma taktikleri hazırlamıştı ve bu sayede Namarie aldığı konumdan savaş lordlarını tek tek vururken yanlardan piyadelerin savaş lordlarının yanlarına gidip onları korumak için kalkan tutmalarını engellemişti. Kalkan tutmaya giden bir grup piyade kazılmış hendeklere düştüler, bir başka piyade grubu kale okçuları tarafından çapraz ateşe alındı. Öldürülen üç savaş lordunun ardından Çerme hanesinden çoğu asker kaçmaya başlamıştı. Orduda panik ve korku başlamıştı ve bu yüzden Çerme hanesi ağır bir kayıpla geri çekilmişti. ''

 '' Lord Balgruff çok zeki biriymiş belli ki. ''

 '' Lord Balgruff pek çok askeri başarısı olan birisi, Çerme hanesi bu savaştan sonra yıllarca başka saldırı yapmadı. Kaybettiği üç savaş lordu ve onca askerin kaybı Çerme hanesinde iç kargaşa çıkarmıştı. Yıllar sonra Çerme hanesi Fhal kalesine bir elçi gönderdi ve Fhal kalesinin Çerme hanesine vasal olması istenmişti. Lord Khal bu sefer karamsarlığa düşmüştü çünkü Çerme hanesi başka bir hane ile birleşmişti ve bir krallığa dönüşmüşlerdi. Fhal kalesi onların karşısında neredeyse bir hiçti. Bu sefer girilecek bir savaşta hiç bir plan onları kurtaramazdı. Lord Khal yardımcısı Balgruff ile konuştuktan sonra vasal olmayı kabul etmişlerdi. Bir kaç ay boyunca sorunsuz bir şekilde iki tarafta yaşamaya devam etmişlerdi ama bir gün Çerme hanesinden bir asker, Fhal garnizonundan bir askeri pusuya düşürüp öldürmüştü ve Çerme krallığı kişisel problem diyip kendi askerlerini savunup olayı kapatmaya çalışmışlardı. Lord Khal artık vasal olmadığını söylediği zaman anlaşma masasında öldürülmüştü. Kellesi Fhal kalesine bir elçi ile birlikte gönderildiği zaman, elçi bunun bir uyarı mesajı olduğunu söylemişti. Lord Balgruff bir süre sakin durmuştu. Çerme krallığı gözlerini Fhal kalesinden çektiği zaman Lord Balgruff görevlendirdiği bir grup ile Çerme krallığının, erzak depolarına, esir kamplarına, gözcülerine saldırılar düzenletmişti. Bir kaç ay sonra Çerme krallığı saldırıları kimin yaptığını öğrenmiş ve Fhal kalesine şafak vakti saldırmışlardı. Kale duvarları artık dayanamayacak hale geldiği zaman Lord Balgruff Ecaeris,Gwenllech ve Namarie 'yi yanına çağırıp kaleden görünmeden kaçmalarını ve buralardan uzaklaşmalarını emretmişti. Üçüde Lordlarını ölüme terk etmek istemeselerde onlar için emiri çiğnemek ihanet demekti ve emre uymuşlardı. O gün Lord Balgruff ve askerleri kaleyi patlayıcılar ile döşeyerek Çerme krallığı içeriye girdiği zaman kendileri ile birlikte kaleyi imha etmişlerdi. ''

 '' Peki ya bu kaçan üç asker, onlara ne oldu ? ''

 '' Fhal kalesi yıkıldıktan iki yıl sonra Çerme krallığında söz sahibi önemli kişiler sebebi ve kimin yaptığı belli olmayan suikastlere kurban gittiler. Bir sene içerisinde Çerme krallığında yüksek mertebeler ölüm korkusundan ne yapacaklarını şaşırdılar ve en ufak tehdit unsurunda hemen tehditi ortadan kaldırmaya başladılar. Bu tehditler kendi halklarından birisi ve birileri oldu, anlaşma yaptıkları diğer haneler oldu. En sonunda o kadar fazla kişiyle anlaşamamazlık yaşadılar ki Çerme krallığı girdiği üst üste savaşlar sonucunda yıkıldı. ''

 '' Peki bu suikastleri düzenleyenler kimmiş? ''

 '' Kim veya kimlerin olduğu hiç bir zaman öğrenilmedi ama kime sorsan ya Ecaeris, Gwenllech ve Namarie 'nin kendi başlarına Lordlarının intikamını aldıklarını, 

ya da Lord Balgruff 'un bu üç kişinin kaleden kaçmalarını emretmeden önce onlara bir plan verdiği ve bu planında bu suikastler olduğu söyleniyor. ''

 '' Ne yani üç adam bir krallığın üst mertebelerine yakalanmadan suikastler mi düzenledi? Dalga mı geçiyorsun benimle. Bu tamamen saçmalık. '' dedi ozan ciddi bir ifade ile.

 '' Bilemiyorum. Fhal kalesinin son savaşının ardından iki yıl sonra suikastler başlamıştı ve benim düşüncemde şu; bu iki yıl içerisinde Ecaeris kendi gizli istihbarat servisini kurdu, Gwenllech suikastlerin düzenleneceği yerleri önceden hazırladı ve Namarie hedeflerin işlerini bitirdi. Diğer ikisi konusunda yanılıyor olabilirim ama Ecaeris'in ilk başlarda kendi istihbarat ağını kurmaya çalıştığı dedikoduları dönmeye başlamıştı her yerde. İlerleyen zamanlarda başka istihbarat servisleri bana bile Ecaeris hakkında sorular sormaya başlamışlardı. Bir kaç ay sonra bana Ecaeris hakkında soru soran adamları görmemeye başlamıştım ve zaman geçtikce Ecaeris ve onun istihbarat servisi konuşulmamaya başlanmıştı ve görüldüğü üzere bir kaç saat önce Ecaeris 'in casuslarından biri benden bilgi aldı. ''

 '' Diyorsun ki Ecaeris kendi casusluk ağını kurarken rakip istihbarat servisleri ile sorunlar yaşadı ve o sorunları ortadan kaldırdı. '' dedi ozan kadehinden bir yudum alarak.

 '' Aynen öyle diyorum ozan. '' dedi hancı gülümseyerek. 

 '' Şimdiden bana güzel bir eser çıktı hancı. Sende böyle başka hikayeler var mı?'' dedi ozan kalem ve defterini eline alarak.

 '' Sana tavsiyem bu anlattıklarımı yazmaman ve ortalıkta dillendirmemen. Kendileri hakkında bir şeylerin bilinmesini pek istenmiyor sanırım. Çünkü onlar hakkında kim bir şey anlatsa bir daha görülmüyorlar. ''

 '' Bende eserimi buralardayken yazmam hancı, beni hiç bir yerde bulamazlar. '' dedi ozan gülümseyerek.

 Ozanın yanında oturan adam kapüşonunu başından çıkartarak ikilinin sohbetine katılmıştı. '' Peki bu grubun şu anki amacı ne? ''

 Hancı adama dönerek '' Güzel soru, bunu bende dahil bir çok kişi kendisine soruyor ama kimse mantıklı bir cevap bulamıyor. ''

 '' Para karşılığı suikast veya bilgi sızdırmayı amaçlıyorlardır belki.'' dedi ozan yanındaki adamı süzerken.

 '' Ya da bu toprakların yavaş yavaş söz sahibi olmayı amaçlıyorlardır ve çoktan yavaş yavaş olmaya başlamışlardır. ''

 '' Olabilir, peki sen kimsin? Bizi mi dinleyip duruyorsun sen. '' diye sordu hancı adama bir kadeh şarap verirken.

 '' Ben buraya çok konuşan bir hancı için geldim, ve görüyorum ki yanında da hancının anlattıklarını dinledikten sonra yazıp herkesin öğrenmesini sağlayacak bir ozan var. Ve bu ozan yakalanmayacağını sanıyordu. '' dedi hançerini kınından çıkartırken.

 Ozan hançeri görünce ayağa kalkıp kapıya doğru koşmak istedi fakat arkasından omzuna bastıran adam onu zorla sandalyede oturmaya zorlamıştı.

 '' Sizde kimsiniz? Bizden ne istiyorsunuz? '' diye sordu titrek sesle hancı.

 Ozanın yanında oturan adam kadehindeki şarabı tezgahın üzerine dökerek '' Ben Namarie 'yim, buraya hancıyı susturmaya gelmiştim ama ne şanstır ki ozan kaçamadan ozanıda yakalıyorum. '' dedi Namarie ayağa kalkarak. Pencereden dışarıda duran bir kaç adama içeriye gelmeleri için işaret yaptı. '' Ne yapacağınızı iyi biliyorsunuz, kimse görmeden temizleyin bu ikisini. Sonra yanıma gelin, gitmemiz gereken başka bir yer daha var.

7 kişi beğendi

ErlikHan Çevrimdışı

Vikont

Dinar: 557

Kraliyet Dinari: 1

4 yıl önce


Ellerine sağlık, çok kaliteli bir hikaye. 

2 kişi beğendi